DÂRÜŞŞİFÂ ve DÂRÜLHADİSTEN ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİNE
Antik çağ ve Romalılar döneminde Pafloganya bölgesinin idari merkezi olan Çankırı, İslamî dönemde de önemini kaybetmeyerek, Anadolu’daki İslam eğitim kurumlarının ilklerine ev sahipliği yapmıştır. Selçuklular döneminde Anadolu’da inşa edilen ilk beş Dârüşşifâ’dan biri de Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat’ın valilerinden Atabey Cemaleddin Ferruh tarafından 1235 tarihinde Çankırı’da inşa edilmiştir. Günümüz eğitim ve araştırma hastanelerine denk kabul edilen Dârüşşifâlar, devlet adamları tarafından halka ücretsiz hizmet vermek amacıyla inşa edilmiştir. Tıbbın sembolü olarak kullanılan birbirine sarılmış iki yılan figürü Çankırı Dârüşşifâsında da kullanılmıştır. Türkiye’de Tıp Tarihi Enstitüsünü kuran Prof. Dr. Süheyl Ünver’in önerisi ile Çankırı Dârüşşifâsındaki çifte yılan figürü 1937 yılında Türk hekimliğinin sembolü olarak kabul edilmiştir. Bu yönüyle Çankırı Dârüşşifâsı Türk tıp tarihi açısından çok büyük öneme haizdir. Ayrıca eczacılığın sembolü olan kadehe sarılı yılan figürünün de ilk defa Çankırı Dârüşşifâsında kullanıldığı iddia edilmektedir. Çankırı Dârüşşifâsı uzun süre ayakta kalamamış şiddetli bir deprem sonucu ön bölümü hariç diğer bölümleri yıkılmıştır.
Selçuklular döneminde Çankırı’da faaliyet gösteren diğer bir yüksek öğretim kurumu da Çankırı Dârülhadisidir. Dârüşşifânın yapılmasından kısa bir süre sonra Atabey Cemaleddin Ferruh tarafından 1242 yılında Dârüşşifâya ilaveten dini ilimlerin öğretildiği Dârülhadîs inşa edilmiştir. İslâm dünyasında “Dârülhâdis” adıyla öğretim kurumu, 1170’de Şam’da kurulmuştur. Şam’da kurulan bu müesseseden yaklaşık 70 yıl sonra Anadolu’nun ilk Dârülhadisi Çankırı’da kurulmuştur. Çankırı Cemaleddin Ferruh Dârülhadisi orijinal kitâbesi ile günümüze kadar gelebilen en eski Dârülhadis binasıdır. Halk arasında Taş Mescit olarak bilinen yapının ne zamana kadar Dârülhadis olarak kullanıldığı bilinmemektedir. Dârülhadis zamanla Çankırı Mevlevihanesine dönüşmüş, tekke ve zâviyeler kapatılıncaya kadar Çankırı Mevlevîhânesi olarak kullanılmıştır.
Çankırı’da bilinen ilk yükseköğretim kurumu 1242 yılında Selçuklu dönemi Çankırı atabeylerinden Cemaleddin Ferruh’un yaptırdığı Çankırı Darülhadisi olup Anadolu’daki ilk Darülhadis’tir. Halk arasında Taş Mescit olarak bilinmektedir. Medrese olarak varlığını 20. yüzyıla kadar bazan Şeyh Cemaledddin medresesi bazan Taş Medrese adıyla sürdürmüştür.
Osmanlı döneminde (13. yy – 20. yy) Çankırı’da varlığı tespit edilen yükseköğretim kurumları şunlardır[1]:
1903 tarihli Maarif Salnamesine göre Çankırı merkezde 16 medrese bulunmakta olup bunlarda toplam 729 talebe kayıtlıdır. Ayrıca bazı ilçelerde de medreselerin varlığı bilinmektedir.[2]
Cumhuriyet dönemindeki ilk yükseköğretim kurumu 1975-1976 öğretim yılında açılan Eğitim Enstitüsüdür. Ancak bu Eğitim Enstitüsü 1978 yılında kapanmıştır.[3] 1976-1977 öğretim yılında Meslek Yüksek Okulu açılmış olup bu okul 1982’de Ankara Üniversitesine, 2007 yılında ise Çankırı Karatekin Üniversitesi’ne bağlanmıştır.
REKTÖRLERİMİZ
ATAMA TARİHİ
ADI SOYADI
10 Eylül 2008
Prof. Dr. Ali İbrahim SAVAŞ
06 Eylül 2012
30 Aralık 2016
Prof. Dr. Mehmet ÇAKIR
27 Temmuz 2016
Prof. Dr. İbrahim AYDINLI
11 Mart 2017
Prof. Dr. Hasan AYRANCI
21 Nisan 2021
Prof. Dr. Harun ÇİFÇİ
[1] Murat Tarhan, Osmanlı Medrese Sistemi İçerisinde Çankırı Medreseleri ve Müderrisleri, Bolu İBÜ, YLS tezi, Bolu-2012, s. X-XI. Bu medreselerin sayısında zamanla azalma kimi dönemlerde de çoğalma olmuştur. Mecbur Efendi medresesi gibi burada ismi geçmeyen bazı medreselerin varlığı da bilinmektedir.
[2] Yurt Ansiklopedisi, C.3, İstanbul-1982
[3] Ahmet Ünlü, Cumhuriyetten Günümüze Çankırı Okulları, Ankara-1986, s.43.